Print Market


İçeriğe git

Perakendede yeni pazarlama eğilimleri

Pazarlama

Xeikon Café İstanbul

Perakendede yeni pazarlama eğilimleri


27 Mayıs 2011’de Holiday Inn İstanbul Airport otelinde gerçekleştirilen Xeikon Cafe Perakende ve Çapraz Medya etkinliğinde günümüzün ve geleceğin pazarlama ve satış eğilimlerine ışık tutan, en son araştırmalara dayalı ilginç notlar ve etkileyici saptamalar vardı.

Xeikon Café’de özellikle sosyal medya araçlarının da katılmasıyla çok farklı ve yaratıcı uygulamalara açık imkânlara sahip olan iletişimin, satın alma eğilimlerini nasıl etkilediği ortaya kondu. Baskı dünyası açısından
etkinlikteki sunumların özeti, sosyal medyanın iletişimi köklü bir biçimde değiştirdiği ve baskının da bu dünyanın dışında kalamayacağı gerçeğiydi.

Perakende pazar eğilimleri ve çapraz medyanın rolüne ilişkin en son araştırmaların ve görüşlerin sunulduğu ve tartışıldığı etkinliğin moderatörlüğünü Xeikon Doküman Basımı İş Geliştirme Müdürü Danny Mertens ve Etiket Sanayicileri Derneği Başkanı Aydın Okay yaptı.

Bu sayımızda, Xeikon Cafe kapsamında MAS Matbaacılık Direktörü Mehmet Bora Akgül’ün “Perakende pazarlama ve sosyal medya” konulu konuşmasının geniş özetine yer veriyoruz.

2015 yılında sosyal medya ağları üzerinden 30 milyar dolar harcanacak

Son on sene içinde tüm dünyada toptancılar birer ikişer devre dışı kalıyorlar. Artık kimsenin bir malı bir pazara sokmak için toptancıya ihtiyacı yok. Ürünler, hizmetler, insanlar, fikirler pazarlara toptancısız; doğrudan en son kullanıcıya hitap ederek giriyor. Ve bu bir süreç oldu. Uzun bir yolculuk; ben de bu yolculuğun arka planını anlatmaya çalışacağım.

Dünyada bir milyondan fazla web sitesi Facebook’u arayüzüne eklemiş durumda. Facebook’u arayüzüne eklemek sadece bir tuşa basılarak yapılan bir şey. 150 milyon kişi her ay başka sitelerdenFacebook hesabıyla alışveriş yapıyor. 2015 yılında sosyal medya ağları üzerinden 30 milyar dolar harcanacak. Şu anda tam bilinmemekle beraber 12 ila 16 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu rakamlar çok ciddi bir ticari boyutu ifade ediyor. Ama bu ticari boyutun arkasında gerçekte “sosyal etki” diye bir şey var.

İçeriği tavsiyeye çevirebilmek satışı tetikliyor

Tüm alışverişlerin yüzde 90’ı sosyal etki ile gerçekleşiyor. Kişilerin yüzde 90’ı da tanıdıkları kişilerden gelen fikirleri dinliyorlar, değerlendiriyorlar. En enteresanı bu. Paylaşılan her içerik için iki buçuk tekil ziyaretçi var ediyoruz.

Kişilerin yüzde 67’si, kendilerine gelen tavsiye üzerine Internet üzerinden daha fazla para harcıyor. Ben bunun adına “the content” diyorum. Internet bilgi dolu ama hangisine güveneceğimizi bilmiyoruz. İçerik çok önemli ama içeriği tavsiyeye çevirebilmek, hem satışı hem de birilerinin beynine bir fikri yerleştirmeyi tetikliyor.

Her sene daha çok artan oranda, satıcının satıcısının satıcısı oluyor. Çünkü ben bir şey satıyorum, sizi tanıyorum, siz bana güveniyorsunuz, benden alıyorsunuz. Size güvenenler de sizden alıyor. Amerika’da şu anda Web-to-Print, Web-to-Market sitelerinin yüzde 60’ının affiliate (üye, iştirak)’i var. Sistem artık güvendiğiniz insandan bilgi alma, güvendiğiniz insandan alışveriş yapma üstüne oluşuyor.

Buraya nasıl geldik? Önce sadece kitle iletişimi (mass-media) vardı. Arkasından ‘doğrudan pazarlama (direct marketing) geldi, şimdi ‘sosyal izleyici pazarlaması’ (social audience marketing) var.

Tavsiye çok kıymetli...

Çok sayıda yapıldığı için, biraz insanlar dikkate almamayı öğrendikleri için, biraz da İnternet’in yükselişiyle şirketlerin reklamın ötesine
....

Ana Sayfa | Editörden | Baskının Demokratikleşmesi | Şirket Haberleri | Kağıdın Su Yönü | Renkler | Röportajlar | Pazarlama | Fotoğraf | Fuar Haberleri | Haberler | Teknoloji | Baskı Terimleri Sözlüğü | İletişim | Site Haritası


İçeriğe geri dön | Ana menuya dön